Dt. Selda Doğan

Cerrahi Diş Tedavileri

Cerrahi Diş Tedavileri

Cerrahi diş tedavileri, dişlerin ve diş etlerinin çeşitli problemlerini tedavi etmek için cerrahi prosedürlerin kullanıldığı tedavilerdir. Bu tedaviler, çene kemiği hastalıklarını, diş çekimlerini, kistleri, enfeksiyonları, diş implantları, diş eti hastalıklarını ve diğer oral cerrahi işlemleri içerebilir. Bazı yaygın cerrahi diş tedavileri arasında diş çekimi, apikal rezeksiyon, çene kemiği greftleri, sinus yükseltme, implant uygulamaları ve diş eti ameliyatları yer alır. Cerrahi diş tedavileri, ağrıyı, rahatsızlığı ve diğer diş problemlerini gidermek için kullanılır ve bu tedaviler genellikle diş hekimleri ve oral cerrahlar tarafından gerçekleştirilir.

Cerrahi Diş Tedavileri

20 Yaş Dişleri

Beslenme alışkanlıklarımızın değişmesiyle birlikte pişmiş ve yumuşak gıdaların tüketimi artmıştır. Bu durum da çene kemiklerinin küçülmesine neden olmuş ve 20 yaş dişleri kemikte gömülü kalmıştır. Gömülü 20 yaş dişleri, diğer dişlerde sıkışmaya ve ağrıya neden olabileceği gibi kist ve enfeksiyon riski de taşır.

Enfekte bir 20 yaş dişi, boğazda, kulakta, ense ve baş bölgesinde ağrıya ve ağız açıklığında kısıtlamaya neden olabilir. Bu nedenle, bu tür problemlerin oluşmasını önlemek için düzenli olarak altı ayda bir diş hekimi kontrolüne gidilmeli ve var olan sorunlar önceden çözülmelidir

  • Çürük: 20 yaş dişleri, yanağa veya dile doğru yatık pozisyonda oldukları için temizliği ve bakımı zordur. Bu nedenle çürük sıkça görülebilir. Ayrıca, konumlarından dolayı çürük tedavisi veya kanal tedavisi de zor olabilir, bu yüzden çekim daha faydalı bir tedavi seçeneği olabilir.

  • Komşu dişte çürük riski: 20 yaş dişleri yarı gömük veya yatık bir şekilde sürdüklerinde, gıda birikimi nedeniyle komşusu olduğu büyük azı dişinde de çürüğe sebep olabilirler. Bu durumda sağlıklı olan büyük azı dişlerinde çürüme riski olduğunda, 20’lik dişlerin çekimi gerekebilir.

  • Perikoronitis: Yarı gömülü 20 yaş dişlerinde, gömük olan kısım ile üzerini örten diş eti dokusunun arasında mikroorganizmalar birikerek enflamasyona neden olabilir. Bu durum şişlik, ağızda kötü tat ve koku, ağrı, kızarıklık, ağız açıklığında kısıtlılık, lenf bezlerinde şişlik ve ateş gibi semptomlara yol açabilir. Sürekli tekrarlayan iltihabi durumlar için asıl tedavi dişin çekilmesidir.

  • Dişlerde çapraşıklık: Yatık pozisyondaki 20 yaş dişleri sürmeye çalıştıklarında, öndeki dişlere baskı uygulayarak ön dişler bölgesinde çapraşıklığa neden olabilirler.

  • Ağrı: Gömük veya yarı gömük 20 yaş dişleri, sürmeye çalışırken komşusu olduğu dişlere baskı uygulayarak tüm çevre dişlere yayılan sıkışma ve ağrı hissi oluşturabilirler.

  • Kemikte kist oluşumu: 20 yaş dişlerinin etrafını saran epitel dokusunda kist oluşumu görülebilir. Kistler iyi huylu patolojiler olsa da, tedavi edilmediğinde kemikte erimeye neden olabilirler. Büyük boyutlara ulaşan kistlerde kemik incelmesine bağlı olarak kemik kırığı bile oluşabilir. Tedavisi için 20’lik diş ve kist dokusu kendisini çevreleyen epitelle birlikte alınmalıdır.

  • Kronik travma: Normal konumda süremeyen 20 yaş dişleri, yanak tarafına dönük bir şekilde sürebilirler. Bu durumda diş eti mukozası

Hiçbir ağrı veya şikayet yoksa da 20 yaş dişleri çekilmeli midir?

Elit farkındalığındaki kişiler, genellikle 20 yaş dişlerinin çekilip çekilmemesi konusunda endişe duyabilirler. Bunun sebebi, 20 yaş dişleri genellikle gömülü kaldıkları için kist oluşumuna sebep olabilirler. Kistler, herhangi bir belirti göstermeden büyüyebilir ve çevreleyen çene kemiğini eriterek dişlerin sallanmasına neden olabilirler. Ayrıca, kistler anatomik noktalara yaklaştığında çene sinirlerinde karıncalanma ve hissizlik gibi belirtiler görülebilir. Bu nedenle, gömük dişlerin çekilmesi rutin 6 aylık diş kontrolleriyle kontrol altında tutulmalıdır. Unutmayın ki, 20 yaş dişleri çekilmese bile oluşabilecek kistler kötü huylu patolojilere neden olabilirler.

Sinüs Lifting

Maksiller sinüsler, üst çene bölgesinde, büyük azı ve küçük azı dişlerinin üstünde yer alan boşluklardır. Bu sinüslerin önemli bir görevi, aldığımız havayı nemlendirmektir. Ancak, üst çenedeki azı dişlerinin kaybedilmesi ve çekim boşluğunun uzun süre dişsiz kalması durumunda, sinüsler aşağıya doğru inebilir ve kemik yüksekliği kaybına neden olabilir. Bu durumda, mevcut kemik miktarına bağlı olarak sinüs yükseltme işlemi yapılabilir ve kemik seviyesi arttırılabilir.

Kaç farklı lifting yöntemi vardır?

Sinüs lifting işlemi, açık veya kapalı olmak üzere iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir.

  • Kapalı sinüs lifting, implant yapılacak bölgede 2-3mm’lik kemik ihtiyacı olan durumlarda tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntem, implantın yapıldığı seansta uygulanabilir ve diğer sinüs lifting yöntemlerine göre daha basit ve kısa bir operasyondur. Hızlı iyileşme süreci nedeniyle implant sonrası protez yapım süresi kısalabilir.
  • Açık sinüs lifting ise sinüsün çok fazla sarktığı durumlarda, 2-3mm’den fazla kemik gerektiğinde uygulanır. Bu yöntemde, sinüs tabanına yakın bir bölgede cerrahi olarak bir pencere açılır ve sinüs tabanı yükseltilerek yeni kemik oluşumu beklenir.

 

Apikal Rezeksiyon

Çürükler, travmalar veya diğer nedenlerle zarar görmüş dişlerde oluşan kök ucu iltihabı, dişin canlılığını kaybetmesine neden olabilir. Bu durumda, öncelikli hedefimiz dişi çekmek yerine tedavi etmek olmalıdır. Günümüzde gelişen tedavi yöntemleri sayesinde kök ucu iltihabı olan dişler yüksek oranda tedavi edilebilir hale gelmiştir. Ancak, bazı durumlarda kanal tedavisi yetersiz kalabilir ve iltihap çevre dokulara yayılmaya devam edebilir. Bu durumda, apikal rezeksiyon adı verilen bir cerrahi müdahale gerekebilir. Bu işlemde, dişin kök ucu bölgesine erişilir ve iltihaplı dokular uzaklaştırılır. Böylece dişin sağlığı korunabilir ve çevre dokulara zarar verme riski azaltılabilir.

Apikal rezeksiyon nasıl yapılır?

Kök ucu iltihabı olan dişlerde apikal rezeksiyon yöntemi uygulanarak tedavi edilebilir. Bu işlem sırasında diş eti mukozası kesilerek kök ucu bölgesine erişim sağlanır ve enfekte dokular temizlenerek uzaklaştırılır. Kök ucundaki kanal dolgusu, sızdırmaz bir doku materyali ile kapatılır ve diş eti mukozası tekrar dikilerek kapama işlemi tamamlanır. İyileşme süreci boyunca enfekte dokuların tamamen uzaklaştırıldığından emin olunmalıdır, çünkü bu işlem başarı oranını büyük ölçüde etkiler. Başarılı bir apikal rezeksiyon işlemi ile diş, çekilmeden uzun yıllar boyunca ağızda sağlıklı bir şekilde kalabilir.

tr_TRTürkçe